REHBERLİK - Çalışma Alışkanlığı - Sancaktepe Sonuç Oniki | Kurs Merkezi - Sancaktepe Kişisel Gelişim Merkezi - Etud - Özelders

Çalışma Alışkanlığı

 

    DERS ÇALIŞMA ALIŞKANLIĞI NASIL KAZANDIRILIR?

 

Sonuç Oniki  ailesi olarak, öğrencilerde gözlemlediğimiz sorunların en başında öğrencilerin derslere karşı geliştirdiği direnç ve belirli bir çalışma alışkanlığının oturtulamamış olması gelmektedir. Tabii ki bu durum veliler üzerinde stres oluşturmakta ve işleri içinden çıkılamaz bir hal almaya itmektedir.

Biz de bu konuda hem velilerimize hem de öğrencilerimize farklı bir bakış açısı sunarak, sorunların çözümünde rol almak amacıyla bu yazıyı sizler için hazırladık.

Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Oktay Aydın bu konuda şöyle diyor: ‘’ Ders çalışma sorunu hem öğretmenlerin hem de anne-babaların en fazla şikâyet ettikleri konulardan biri. Yetişkinlerin bakış açısına göre, çocuklara her türlü imkân ve fırsat sağlanmasına rağmen büyük bir sorumsuzluk göstererek ders çalışmıyorlar. Öğretmenler, anne babalar, ellerinden geleni yapmalarına rağmen istedikleri sonucu alamayınca da zaman zaman aşırı kaygılanıp öfkeleniyorlar. Duygularını yönetemedikçe de çocuklarının ders çalışma sorunu içinden çıkılamaz bir hal alıyor’’.

Aslında çocukların ders çalışmamaları sanıldığı kadar basit bir durum olmayabilir. Ders çalışmamak bireysel nedenlerden kaynaklanacağı gibi ortak sorunlardan da söz edilebilir. Bu ortak sorunlar olarak nitelediğimiz durum aslında öğrenci olmuş herkesin yaşadığı bir durum. Bir matematik dersi ya da bir Türkçe dersini örnek verelim veya tüm dersler örneğimiz olsun. Her çocuk farklı farklı sebeplere bağlı olmak üzere bu derslerden en az birini -ya da hepsini- çalışmayı sevmeyecektir ve reddedecektir. Çünkü bu derslerden işlenen konu ve içerikleri öğrenciler belirlemiyor, dışarıdan birileri tarafından belirleniyor. Bu nedenle ders çalışmayı sevmek değil sevmemek aslında doğal olanı.

Ders çalışma sürecinin ödülü ise uzun vadeli. Yani öğrenciler ilerde iyi bir meslek sahibi olunca ya da iyi bir üniversitede okuyunca bu durumu daha iyi anlıyorlar. Sonuç Oniki Eğitim olarak velilerimize sürekli uyarısını yaptığımız, bütün bu ödüllerin yanındaki en büyük düşman ise öğrencilerin saatlerini harcamalarına sebep olan ve ciddi bir zaman kaybı yaratan telefon, tablet, PC, sosyal etkinlikler ve arkadaş ortamları olarak söylenebilir.

İşte bu noktada akademisyen Oktay Aydın yine şu cümleleri kuruyor: “Bir çocuğun ders çalışabilmesi için, şimdiki hazdan vazgeçip uzun vadeli sıkılmayı göze alması gerekiyor. İşte bu, çoğu zaman beynimizin tercihleri ile örtüşmeyen bir durum. Çünkü beynimiz en kısa sürede haz veren faaliyete yönelmeyi sever. Beynin, hazzı kontrol eden alın bölgesi en geç olgunlaşan (yirmili yaşlar) bölümüdür. Bu nedenle, çocukların ders çalışmayı istememesi bir suç değil, beyinlerinin tercihidir.”

Değerli veliler, öğrencilerimize ders çalışma alışkanlığı kazandırırken Sonuç Oniki Eğitim olarak Rehberlik Servisimiz tarafından öğrencilere birey odaklı olarak uygulanan şu yöntemleri uygulayabilirsiniz.

 

 

 

 

Psikolojik Direnci Kırma


Bu aşamada, çocuğunuzla konuşarak günde en az ne kadar ders çalışabileceğini sorun. Diyelim ki yarım saat demiş olsun. Bu sürenin yarısı olan 15 dakikayı esas alın. Çocuğunuza da “Sen yarım saat dedin ama ben senden yarım saat çalışmanı istemiyorum, sadece 15 dakika çalışmanı istiyorum” deyin.

“Çünkü, şu an sende öncelikle ders çalışma alışkanlığını kazandırmamız gerekiyor” gibi bir açıklama, uygulamanın başlangıç mantığını çocuğun fark etmesini sağlar. İkinci aşamadaki temel hedef, çocuğunuzun belirlenen süreyi her gün çalışmasını sağlamak olmalı. Bunun için ona, “Belirlediğimiz süre ile ilgili bazı kurallarımız var. Bu kurallarımızdan birincisi, belirlediğimiz bu 15 dakikalık çalışma süresini her gün tekrarlayacağız. Tüm sürelerimizi biriktirip hafta sonu çalışmak yok” şeklinde bir açıklama yapın. Düzeni kurun.

Bu aşamada, çocuğunuzun çalışma ortamı ile ilgili düzenin oturtulması gerekiyor. Çocuğa, “İkinci kuralımız, televizyon karşısında, yatarak, uzanarak çalışmak yok. Belirlediğimiz süreyi, çalışma odamızda ve masamızda tamamlıyoruz. Çünkü, senin hep aynı ortamda çalışmanı sağlayarak çalışma alışkanlığını pekiştirmek istiyoruz” demelisiniz.

 

 

 

Otokontrolü sağlayın

Çocuğunuzun belirlenen sürenin altına düşmemesini sağlayın. Bu aşamada çocuğunuzla, “Senden, belirlediğimiz 15 dakikalık sürenin altına düşmemeni istiyorum. Bunun nedeni, senin ders çalışma alışkanlığını kazanabilmen için otokontrolünü güçlendirmeyi istememiz. Böylece, belirli bir öz disiplin kazanacak ve bu alışkanlığı iyice güçlendirmiş olacaksın” şeklinde konuşun. Masasına bir çalar saat koyarak kurmasını istemek ve süreyi çalar saatle kontrol altına almak mümkün.

 

 

Motivasyonu artırın

Beşinci son adımda, çocuğunuzun motivasyonunu geliştirici hamleyi yapmak son derece önemli. Çocuğunuza, belirlenen sürenin üstüne çıkmakta serbest olduğunu söyleyin. Bir başka ifadeyle, “Eğer istersen, 15 dakikadan daha fazla çalışabilirsin” anlamında bir mesajla, çocuğun çalışma isteğindeki yoğunlaşmaya bağlı olarak tercih yapması sağlayın. Özellikle bu aşamada, çocukların birçoğu, kendilerinin bile farkında olmadıkları şekilde belirledikleri sürenin üstüne çıkıyor. Böylece çocuklar, düşündükleri ve belirledikleri sürenin üstüne çıkmanın gururunu yaşıyor ve başarılı oldukları ya da başarılı olacakları inancını iyice güçleniyor. Bu hissediş, onlar açısından önemli bir kırılma aşaması. Unutulmamalı ki, her başarısızlık bir sonraki başarısızlığın, her başarı da bir sonraki başarının zeminini hazırlar.

 

Dikkat

Temel alışkanlıkların ve yeni davranışların kazandırılması için yaklaşık olarak 21 gün tekrar edilmesi gerekiyor. Bu nedenle, çocukların ders çalışma alışkanlığını kazandırmak amacıyla yapılacak bu uygulama 2-3 hafta kadar hiç değiştirilmeden aynen devam ettirilmeli. Böylece, çocuğun beyninde ders çalışma ile ilgili nörolojik aktiviteyi iyice belirginleştirmek ve kalıcılığı sağlamak mümkün olur.

Bizler tüm bu süreçleri Sonuç Oniki Eğitim bünyesinde her çocuğa özel ve ayrı bir birey olduğu gerçeği üzerinde durarak yaklaşıyoruz. Her öğrenme süreci ve alışkanlığın kişiye özel olduğunu biliyor ve buna uygun ilerliyoruz.

 

 

Menüler